Mart geldi çattı, baharıyla cemreleriyle hatta alabildiğine hızla 3. güne ilerledi. Şubat sonuna göre serince günlerden geçiyor olsak da eriklerdeki çiçekler olsun, kuşlar böcekler olsun, üşümelerin altında hissediliyor enerji her türlü güzel! Mahallemden bir kare, Fulya kafası pek şahane.
Vee 1 ay tartılmadan durabilme düşüncemi tabii ki gerçekleştiremedim ve de bugün 3 haftada hooop çıkıverdim basküle. O da neeee 3 kg gidivermiş! O kadar sık kaçamak yaptım ki spor yanında sıfırlayıcı olup ancak sabit tutabildiğime inanıyordum esasen, pek motive edici oldu.
Zira geçtiğimiz hafta perşembe günü, Sonsuz Koridor adlı belgeseli izleyip hayatı sorgulama, evrendeki yerimiz vs. kendimizi konumlandırışımızı bolca sorgulamış bulundum. Alabildiğine vurucu çekimler içeren, Dağlık Karabağ Bölgesi'nde Ermeni'lerin yaptığı katliama tanıklık edip, tüm subayların şuursuzca verdiği röportajları izlemiş ve bolca gerilmiştim. İzleme şansı bulanlar için tam bir iç dağlayıcı olarak tavsiye ederim. Acılara duyarlılık sınırımızı bir nebze daha yükseltip hissiyatı azaltmak için ideal!
Misafiri bol bir hafta geçirirken teselliyi avokadoya abanmada bulmuş, koşturup dururken lezzetten şımardıkça, çekirdekleri yeşertme umuduyla eğlenmiştim.
Uzuun uzun sırma saçlarımı da aylar sonra kısalttım ve bu durum spor sonrası zahmetimi bir nebze olsun düşürdü, pek mesudum.
Tabii düz kesilmeyi başarsaydı işim iyiydi, bir de düzeltme süreci var ki o kısma hala girişmedim.
Taksim bölgesindeki galerilerle çok esaslı bir ilişkim olduğundan bahsetmiş miydim bilmiyorum ancak karşıma çıkıveren bir eser her türlü hissiyatı oynatıverince pek seviniyorum. Son bölge ziyaretimde Sanatorium'da (adı da beni pek etkiler bu mekanın, damardan sanat alasım geldiği dönemlerde ziyaretlerimi sıklaştırır, güncel sergilerini kaçırmamak isterim) karşıma çıkan Erol Eskici'ye ait eser bence pek sevimli duygular doğurdı, Mart sonuna dek gezilebilecek olan sergiyi yakalayan şanslılara selam olsun.
Bunca galeri hevesi, müze sevgili derken sonunda kendim de elime fırçayı aldım ve yağlı boyanın o leziz kayma hissiyatıyla mest olmuş bir vaziyette baykuş tipli tekneme kavuştum ve pek memnun kaldım, Masterpiece'in sadece hobi amaçlı gerçekleştirdiği etkinliğe de buradan selam olsun! :)
Patisseire de Pera'da bir kaçamak yapmışız akıllara zarar! Çok lezzetli ve çok zararlı her şeyin yeryüzünden kaldırılması protestosu düzenlesem yeri mi ne!? Sanırsın Paris'tesin!
Haftasonunda da yepyeni bir kurs başlangıç yaptım! 1 yıl önce aldığım kararlar ve girdiğim yollar doğrultusunda uzuunca süredir ertelediğim bir işe soyundum ve Tecvidli okuma kursuna kaydoldum. Üsteli pazar günleri kalkıp Bakırköy Osmaniye'deki İSMEK'te eğitimler gerçekleşecek ve 10 hafta 32 saat olduğunu, başvuru esnasında nisanda başlayacağını düşündüğüm kurs 20 küsur haftaya uzayacak, pek de iyi öğreneceğim diliyorum! Bu uğurda sabah akşam diyanetin sitesinin müdavimine dönüşmüş ve British Accent'lara hayranlıklardan hafız seçimine vardığım nokta hayretler verici. Eğleniyorum nihayetinde, hayatımın en heterojen grubuyla bir ortamda buluşmuş, huzur dolmuş durumdayım, haydi hayırlısı olsun efenim.
Sağlıkla afiyetle olsun!