Ne avutur ki beni,
Kendimden başka.
Turgut Uyar
Özlü sözler, şiirler falan neredeyse kendimi bildim bileli mesafeli olduğum edebi türlerdi. Sonra nasıl olduysa yukarıdaki cümlelerle karşılaştım ve çok etkilendim. Şöyle ki her zaman söylenen, ortada dönüp duran klişelerde bir yol yordam arama eğiliminde bir hafta geçiriyorum. Sorunun tamamen kişisel ve dönemsel olduğumu bilsem de, müdahil olamadığım olayların halet-i ruhiyemi etkilemelerine izin vermesini engelledim sanıyordum. Görünen o ki o kadar da başaramamışım.
Sürece inanmak son aylarımın bir başka favorisi, o sürecin dönüp dolaşıp beni iyi hissettirecek bir yol bulunduğu da inancımı körükleyici. Neyse ki son günlerde de her zamanki gibi favori durum aynı, iyi ki spor var iyi ki arkadaşlar :) Kas kastırmak da böyle bir durummuş demek.
Kendimi kontrol etmek, iyi bakmak, ruhumu ve bedenimi sarıp sarmalamak, beslemek, doyurmak, hareket ettirmek, dinlendirmek ve her türlü duruma karşı avutmak zorunda olmak düşününce nasıl da gözde büyüyor, uygulamada da arada ufak arızalar çıksa da oluyor işte bir şekilde insan kendine iyi bakıyor.
İstediğim güne de sığdıramadım yazıyı. Bu da böyle olsun. kafası dağınıklı karışıklı. Biraz bademciği şişli biraz ateşi yüksekli.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder